İçeriğe atla

İlk Siparişinize Özel %10 İndirim

Bedenin hükmü!  Angst no:19

Bedenin hükmü! Angst no:19


"Doğru" proporsiyonlar, 90-60-90 ölçüler, minimum boy sınırlamaları, ideal kilo... Kulağımıza aşina gelen bu tanımlamalar nasıl ortaya çıktı hiç düşündün mü? Daha doğrusu, giysilerin standart beden ölçülerinin neye göre belirlendiği ve neden belli bir kalıbın içine sığmak zorunda olduğun hiç aklına geldi mi? Bu sorular aklımı kurcalarken aslında derinlerde daha fazla sorulacak soru olduğunu farkettim. “Doğru beden” diye bir kavram var mı? Bu kavramlar nasıl değişiyor? Moda sistemi beden özgürlüğü tanıyor mu yoksa bizi belli kalıplara mı sokuyor? Peki kalıplar ne zaman ortaya çıktı?

Çok eskilere gitmemize gerek yok. Moda endüstrisinin özellikle de 1980’li yıllardan sonra, kadını estetik ve güzel olma yolunda toplumsal bir proje hâline getirerek, bedeni daha fazla görünür kıldığı söylenebilir. Çünkü, sürekli olarak değişen trendler, sürekli değişen bedenler olmaya başladığında beden ölçü sistemi de değişmeye ve gelişmeye başladı. Yani modaya ayak uydurmak için sadece tarzımız değil, bedenimiz de bu trendler boyunca değişime uyum sağlıyor. Dolayısıyla doğru beden ölçüsü, tüketici kadar üretici için de bir soru işareti hâline geliyor.

Ölçü kalıplarının tarihçesi: Tarih boyunca bedene ve kişiye özel giysiler vardı. Terziler tarafından sipariş üzerine dikilen giysiler sayesinde kimse özel bir kalıba girmek zorunda kalmıyordu. Bedenleri standartlaştırma, İkinci Dünya Savaşı sonrası Büyük Buhran döneminde başladı. Gelişen endüstriyel tekniklerle seri üretim gelişti ve böylece çok da uzak olmayan bir tarihte artık belli kalıpların içine girmelisi kuralı geldi. Bu dönemde ortaya çıkan reklamlar ve kataloglar, bir tüketici devrimini ateşledi. Yani sıra dışı ve hızlı. 

 

Standartlar: 1940'ların başlarında standart bir “etiketleme” sistemi oluşturma umuduyla kadın bedeni üzerine yapılan bir çalışma sırasında 15 bin kadından 59 farklı ölçü alındı. Ancak araştırmacılar Ruth O’Brien ve William Shelton tarafından yapılan en önemli keşif psikolojik oldu; Kadınlar ölçümlerini paylaşmak istemediler. Sonuç, standart ölçüler yaratıldı. 1958'de, yani uzun bir süre sonra, O'Brien ve Shelton'ın araştırması, ABD tarafından onayladı ve markalara kıyafetlerini buna göre yapmaları önerildi. 1983'e gelindiğinde ise O'Brien ve Shelton'ın ölçüleri ve tabii hayalleri suya düştü. Çünkü büyük beden kadınlar, uzun boylular, kısa boylular bu ölçülere uymuyordu ve birçok kişi alışverişten mahrum kalıyordu. 

Bedenin hükmü: Ve 2000’ler; yükselen sesler, değişen bedenler.Milenyumla beraber artık bu kalıplara sığmak zorlaştı. Kalıpların dışında kalanlar, özellikle büyük bedenler, kendilerine göre giysi bulamamaya başlayınca markalar da bakış açılarını değiştirmek zorunda kaldı. Böylece yeni trendler plus size, oversize, petit gibi terimlere döndü. Yani bedenler, trendleri yönetmeye başladı. Günümüzde ise yavaş yavaş, ön yargılar yıkılmaya başladı. Geçtiğimiz birkaç yıl içinde, birçok marka yeni sisteme katıldı. Universal Standard, 2015'teki başlangıcından bu yana Curvy Senseve Good American'ın yanı sıra bu pazara hitap ediyor. 

Şu an için yeterli değil: Çünkü moda dünyası “Ya satılmazsa!” korkusunu hâlâ yaşıyor. Çoğu marka farklı bedenler için adımlar atsa da yeterli ürün üretmiyor, daha doğrusu trendleri yakalayan ürünler üretmiyor. Daha fazla kumaş, daha fazla desen ve daha fazla para gerektirdiği için daha büyük bedenler üretip stoklamanın kendileri için zor olduğunu söylüyor. Parsons School of Design'daki moda tasarımı programını yöneten Fiona Dieffenbacher, teknik olarak bunun tamamen doğru olduğunu söylüyor. “Çoğu tasarımcı, hâlâ giysilerinin büyük beden kadınlar tarafından giyildiğini düşünmek istemiyor. sözleriyle durumu açıklıyor.

Araştırmalara göre, 2027’ye kadar H&M, Forever 21 İnc., Ralph Lauren, Mango, H&M, Hanesbrands Inc. ve daha fazlası herkese hitap eden bir sistem yaratmayı hedefliyor. Şu an için her bedenin mutlu olması kısa vadede zor gibi görünse de hızlı moda sisteminde eğer trendler bu doğrultuda gitmeye devam ederse belki herkese göre tüketim dağılabilir ve standart ölçülerde üretim azalabilir. Aşırı tüketim değil, doğru tüketim için güzel bir adım olabilir.

 Roksan

ANGST MAG / APOSTO NO :19 

 

Önceki yazı Sonraki Gönderi